Alışveriş sonrası, Selimiye Camiine çok yakın olan Eski Cami'yi ziyaret ettik.
hekimbaşı ve hastası
hekim ve annesiyle tedaviye gelen çocuk
depresif hasta ve bakıcısı
dağlama yöntemiyle tedavi
uygulamalı eğitim ve tıp öğrencileri
müzenin avlusundaki şiir
Sırf bu müzeyi görmek için bile gelinir Edirne'ye. Muhteşemdi.
Müze gezisi sonrasında Karaağaç yollarına düştük.
Yol üzerindeki Tunca Köprüsünü geçtik ve Meriç Köprüsüne vardık. Kısa bir mola verip Meriç Nehrini izledik.
meriç nehri
meriç köprüsü
Karaağaç'da ki tarihi tren garını ve bahçedeki kara treni gezip bol bol foto çektikten sonra Edirne merkeze geri döndük. Yol üzerindeki semt pazarını gezmeyi de ihmal etmedik :))
Merkeze vardığımızda methini duyduğumuz Köfteci Osman'da köftelerimizi yiyip, Arslanzade'den Edirne'ye has Kavala kurabiyesi, Kallavi kurabiyesi ve lokum satın alarak Edirne maceramızı sonlandırdık.
Edirne deyince aklımıza sadece Selimiye Camii gelmekteydi. En azından benim öyleydi. Oysa günün sonunda gördük ki Edirne adımbaşı cami ve tarihi eserlerle dolu muhteşem bir ilimiz. Hülasa Eflatun der ki; ihmal etmeyiniz, siz de gidiniz, görünüz....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder